7 Kasım 2010 Pazar

Bazı Şarkılar Ölsün İstiyorum!

Bana bakmandan nefret ediyorum. Lanet olsun kendimi çıplak gibi hissediyorum. İçimi görüyorsun. Benim duyamadıklarımı duyuyorsun, içimden geçen. Biliyorsun, tüm yollarım sana çıkıyor. Her şarkıda senin sesini duyuyorum. Ölsün istiyorum bazı şarkılar, evet ölsün. Seni bana hatırlatan tüm şarkılar ölsün. Renkler de. Hava kararırken, puslu bir maviye bürünür ya gökyüzü; o esrarengiz haline, bana yan bakışlarına daha da anlam katar ya… Ölsün işte akşamın o saatleri, ölsün o renk! Kırmızı da ölsün. Kahretsin ki çok yakışıyor gülüşüne! Gri zaten bizim rengimiz. Ne beyaz olabilmiş ne de geceye boyun eğip siyah oluvermiş. Ama biz boyun eğiyoruz işte geceye. Biz kapkara oluyoruz ve ne yazık ki siyah da çok yakışıyor ikimize.

Sesinden de nefret ediyorum. Ama zaten bunu da biliyorsun. Sesinin beni, bütün gece içsem bile sarhoş olamayacağım kadar dağıttığını biliyorsun. Ben söylemedim. Sen zaten biliyordun. Gözlerini kısıp yine baktığında içime, görmüştün onu da. Sana gözlerini kısıp bakmayı yasaklamak istiyorum. Beni düşünmenden de nefret ediyorum. Canımı yakıyorsun. Benim kendi canımı yaktığımdan daha çok canımı yakıyorsun.

Bilmenden nefret ediyorum ama biliyorsun. Özlüyorum. Kimseye bakmamışken öyle bana baktın, o gece. O geceyi özlüyorum. Bir kez daha içimi okuduğun o geceyi… Lanet olsun büyümek istemiyorum. Doğum günümü ilk kutlayan sendin ya, o doğum günümü özlüyorum. Gizlice konuşmalarımızı, gizli kavgalarımızı bile özlüyorum. İmkânsızlığını bilsem de odamın camına bir tek papatya atmanı istiyorum aptal adam! İnan atsaydın o papatyayı da saklardım bir kitabımın arasında. Tıpkı seninle ilgili her hayalim için kitaplarımın arasında sıkıştırdığım papatyalar gibi. Senin bulduğun papatyalar gibi… Ya da belki senin elinden geleni başucuma koyardım. Gerçekten gözümü senle açmak için.

Ve kahretsin en çok bundan nefret ediyorum. Bana benzememen beni mahvediyor. Belki de her gün bu yüzden sarhoş gibi dolaşıyorum ortalıkta. Bana benzemeden benim gibi olman hayal gücümü zorluyor. Ben koştum sana. Son canımla anlattım her şeyi, belki de son nefesimi de o an verdim yanında. Benden önce fark ettin öldüğümü. Ama tutmadın elimden. Ezemedin o kahrolası egonu. Ve şimdi sırf bana benzemediğin için kendi köşende vermeyi tercih ediyorsun son nefesini. Ama o kadar kolay olmayacak inan bana. Nefes almıyor artık hislerim. Ben bittim! Ama sen ve kalbin son nefesinde bile beni yanında isteyeceksin…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.