8 Ağustos 2012 Çarşamba


Gözlerimizin içine baka baka yalan söylüyoruz! “Beni sev”lerimizi saklıyoruz “Seni seviyorum”ların içine.
     Köpekler gibi ihtiyacımız var sevilmeye. Kemiklerimiz, kaslarımız, kanımız hep bunun için var. Kıvır kıvır ya da düz saçlarımız… Her tonda kahveli çikolata gözlerimiz, buzdan soğuk mavilerimiz…  Seksi, ciddi gözlüklerimiz… Körü körüne inandığımız ya da laf olsun diye takıldığımız tarzımız… Hepsi azcık okşansınlar, azcık dikkatle bakılsınlar diye aldığımız nefesten nasipleniyorlar. Hepsinden çok sevilmek için, farkımız olmak için üstümüze başımıza yapışıyorlar. Sadece tek olmak için!
O gider, harabeye döneriz.
Hayatımıza teğet geçer, iki bilemedin üç anı bırakır, çatlaklar açılır ruhumuzda.
Aklımızdan geçer, gider,  kor oluruz.
     Belki o iki üç anıdan biri, en derinine dokunmuştu. Belki uzun zamanlar sonra ilk güvendiğin oydu. Belki kimselere anlatamadığın o zor saatlerinde bir o yanındaydı. Azcık kaldı, soluklandı, gitti. Belki uyanmak istemediğin günlerin sabahında, onun mesajı vardı. Belki yoktu! Belki bir şehrin anlamı oydu, belki adı. Belki bir aydı, belki ayın da adı ondaydı. Belki kimsenin sormadığı o saçma soruyu ondan duymuştun. Belki sadece kokusunu duyabilmiştin. Belki yıllarındı. Belki tüm doğum günlerin ya da hiç biri, iki gün öncesi, iki gün sonrası… Tanıdığın en çirkin insan olmadığı gibi belki en güzeli de değildi. Belki gitti. Belki hep seninle, hep senin, hep onun olacaksın.
     Bir de umutsuz adamları olacak hayatının! En iyi senin tanıdığın… Hiç unutulamayacağın… Hep iyileştirdiğin, hep sakinleştirdiğin… Dokunduğun yeri güzelleştirdiğine inanan… Gitmek isteyen, giden, gitmesi gereken... Ve pişman olan! Gidince ona ne olacağını bildiğin… Kendini dönüşü olmayan yerlere sürmüş… Aslına bakarsan güçlü, canlı, hatırlayabildiğin kadarıyla tanıdık. Hatırlanıp hatırlanmadığını merak eden… Tek zayıf noktaları “sen” olan! Yerli romantik gözyaşlı filmlerdeki adamlardan… Entel, kıro, deli, cahil, sakin, öğrenci, tam… Yalnızca bi kere olsa bile sana güzel bakmış olan… Hiç karşılaştırmasan da hissedeceğin, ait olduğun, olacağın adamdan farklı! Farklı!
     Çünkü o en sevdiğin adam! “Seni seviyorum”lara boğup karşılığında bi “ben de seni…” beklediğin! Çekinmeden sana yalan söyleyen. Çekinmeden, ona aşık olmana, seni sevmekten çok ihtiyacı olduğunu gizleyen! Saçını gözleriyle okşaması yetmeyen! Gözlerinin kokusunu almasını beklediğin… Çekinmeden yalan söylediğin. Çekinmeden, sana aşık olduğunu bilmeye ihtiyacın olduğunu gizlediğin! Sevmekten çok, seni sevmesine ihtiyacın olan o adam o! Çünkü zaten köpekler gibi sevdiğin…
Ç.