Günlerdir konuşulan, yazılan konular, gaza getirilen
insanlar o kadar canımı yaktı ki, yazmak zorunda hissettim kendimi. Nevruza
küfredenler, çıkar elde etmek isteyenler. Yeter yani! Bugün Nevruz, yani İran
Takvimine göre yılbaşı! Yani Farsça “Yeni Gün”. Bilmeyenler için açıklayayım.
Evet, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, Atatürk ilkelerine bağlıyım ve bundan
mutluluk duyuyorum. Fakat 3-5 kuşak öncesine kadar İran soyadı taşıyan İran
Azerisi bir aileye mensubum! Aynı zamanda küçük bünyemde, Bulgar Göçmenliği ve
bizzat Anadolu kanı da taşıyorum! Asimile olmadım, hepsinin geleneklerini
yaşatıyorum.
Gelelim Nevruza. Aile büyükleri İranlılar Mezarlığında
yatacak kadar geleneklerimize bağlıyız. Fakat bugüne kadar hiç Nevruz kutlamak
için, miting yapmadık. Nevruz, Perslerden miras bir gelenek olarak günümüze
kadar geldi. Günümüzde dini bir törenden öte, tıpkı Miladi takvimde 31Aralık’a
denk gelen yılbaşı gibi, şenlik tadında kutlanmaktadır. Hatta Nevruz kutlamaları, 21 Marttan önceki
hafta başlar. Salıyı Çarşambaya bağlayan akşam “Ahir/Ahır Çarşamba” olarak
adlandırılır ve yeni yılın bereketli olması için kuruyemiş/kuru meyve
karıştırma geleneği gerçekleştirilir. Tuzlu yemişler (fındık, fıstık, leblebi, çekirdek
vb.) ayrı, tatlı yemişler (kuru kayısı, dut, üzüm vb.) ayrı karıştırılır.
Sonrasında afiyetle yenir. Son yıllarda çekirdek aile olarak sürdürsek de,
hayattayken babaannemin evinde toplandığımız inanılmaz keyifli hatıralar olarak
içimdeki yerini korur. Hatta aile büyükleri daha önce, fasulye, maydanoz
ekerek, torunları ve çocukları için dilek dilerler. Ahir Çarşamba akşamı
buluşulduğunda da, her toruna/çocuğa kendisi için özel filizlendirilmiş
ekinleri verir.
21 Mart yani Nevruz sabahı uyandığımızda, hiç bi şey yemeden
ağzımıza şeker ya da şekerli bir şey atarız. Bir inanışa göre, bütün yıl hiç
böcek ısırmıyormuş böyle yapınca. =) Yeni yılın tatlı, şeker gibi geçmesine bir
göndermedir aslında. Yine herkes içinden dilek diler, dua eder ve bu bi serenat
eşliğinde yapılmaz. Yeni yıldan güzellikler dilenir sadece. Bir de kuşlar gibi
kanat çırparak, bi tur atılır ev içinde. Ki en sevdiğim budur. =) Bilenler fark eder ki, Nevruzun Hıdrelleze
benzer yanları vardır. Ayrıca Nevruz akşamları anneler güzel sofralar kurar, en
azından bir İran yemeği yapılır, o da afiyetle yenir.
Kürtlerin Nevruzu, bir halk destanına (Demirci Kawa)
dayanır. Bu efsane, 21 Martı, Kürtlerin zalim kraldan kurtuldukları gün olarak
kabul etmektedir. Kawa, çekiciyle kralı öldürüp, halkı kurtarmıştır. Kürtlerin,
aslında 31 Ağustosa denk gelen bu bayramı, İslami takvimin kabul edilmesiyle 21
Marta kaydırılmıştır.
Böyle genel ortamlarda siyaset konuşmaktan haz etmesem de;
Yine de dünden beri söylediğim gibi, bugün o miting
alanlarını dolduran provokatörlerin, gözümde, 31 Aralık gecesi turist
fordlayanlarda hiçbir farkı yok. Çünkü benim yılbaşımda, ülkemi ve beni
fordlamaya kalkıyorsunuz! Hoş değil...
Kürtler, Türkiye Cumhuriyetinin başında bir kötü kral olduğu
konusunda haklı olabilir. Fakat özgür bir ülkede yaşadıklarını da
unutmamalıdırlar. Özgür olmasalar, bugün, bir İran bayramını sahiplenip, miting
yapamazlardı.
Nevruzun ne olduğunu bilmeyenler, 2-3 çapulcunun,
çarptırdığı bayramımıza artık sövmeyin lütfen.
Çisil