Belki de en başından beri gitmeye ihtiyacım vardı. Hep en
uzağa, hep herkesten uzağa… En başında sevmek yasaklanmalıydı bana! Belki…
Belli ki..
Bugüne kadar sana ne iyiliğim dokunduğunu düşünürken
buluyordum kendimi, mutsuzluğuna çarptıkça. Durdum! Kendime ne iyiliğim olmuştu
ki bunca yıldır? Senelerimi, bi kaç günümü, sadece bir gecemi, aylarımı
harcayan saçma adamlara? Hiç biri koymamıştı böyle. Hiç bi şeye ihtiyacım yoktu
senin iki avucunun arasında başımı hissetmekten başka.
Küçüğüm. Kolunun altında kayboluyorum. Boynuna sarılabilmek için parmaklarımın
ucunda kalkıyorum. Küçük, kalın bi kafam var! Durmuyor… Uyurken bile üzüyor
beni. Her filmde, her şarkıda, her
kelime hatta harfte seni buluyor, bensiz. Yoruluyorum. Yorgunum. Kırgınlıklarım
ağır geliyor. Kendi yasımı tutuyorum. Hayallerimin yasını tutuyorum. Hayır, gitmedin…
Hayır, hala seni çok seviyorum! Hayır, yaralarım kapanmıyor. Dediğin gibi, belki
de Aralık her şey… Ölümlere dokundum, gitmelere alıştım, aldatılmaları
kanıksadım. Acımadı hiç böyle. Hiç böyle çaresiz kalmadım. Hiç böyle yaşamamış
hissetmedim bugüne kadar. Hiç böyle, sevildiğime inanmadığım için utanmadım
kendimden… Hiç böyle içimi çeke çeke ağlamadım!
Yapacak pek çok şeyim var. Belki de bunlara rağmen çok kısa
bir ömrüm. Seninle ömrümün sonuna kadar yapmak istediğim milyarlarca şey var,
yanımda olacağını bilemeden fütursuzca kurduğum. Kelimelerime bile sığdıramadığım bi sevgim var
artık. Kalbim yorgun. Ne yanlış, ne sorun, anlamayan bi aklım var. Beklentilerimi
sikip attım! Ben sana hiç, yapabileceğim hataları yapmadım! Belki başka pek çok
hata yaptım. Ama inan yapabileceklerim geri dönüşü olmaz hatalar olurdu,
kendimi iyi kötü tanırım…
Hasta yatağımdan kalkıp bunları neden yazdım? Bilmiyorum.
Artık, bilgisiz, inançsız, kanunsuz, silahsız bir insanım. Ve çok zaman önce
yapmam gereken bir şeyi yapıyorum şimdi. Yapmama gerek var mı bilmiyorum.
Gidiyorum!
Ben artık okumuyorum. Artık yazmıyorum. Artık
kurcalamıyorum. Bildiklerim mutlu etmedi, ben hiç bi şey bilmediğim zamanları
özlüyorum! Bilmeyi inkar ediyorum! En azından daha fazlasını bilmeyi
reddediyorum. Kırılıyorum. Elim gidiyor.
Daha fazla inciniyorum. Küçüğüm. Dayanamıyorum… Ben aklımın bir sonraki
emrine kadar, şimdilik susuyorum…
Mutlu kalın! Değilseniz olun… Kendimi toparlayana kadar,
eski yazılarımı okuyun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.