18 Şubat 2012 Cumartesi

Düşüyorum!

Bazen beklenen lanet olur! Akvaryumdan dışarı atlamış, son anda kurtarılmış ve parkeye düştüğü tarafını kontrol edemeyerek yüzen bi balık gibiyim.

Tek kişilik hayatıma dair kurduğum planlar bir adım ötemdeydi. Bu planlar için reddettiğim adamlarsa hiç umurumda değildi. (Özür dilerim hepinizden) Benim evim olacaktı, benim yaşantım işte hemen parmaklarımın ucunda. O geceye kadar her şey böyleydi işte. Sıfır sorumluluk, sonsuz mutluluk…

O gece sen çıktın tekrar karşıma. Doğum günümde olması için dua ettiğim, olmaması için uğraştığım her ne ise oluyordu işte. “Kal” diyordun. Ellerini tutup “Peki” demek için düşünmüyordum bile. Sildim attım o sempatik 1+1’lerin hepsini kafamdan. Renkli banyo dolaplarını da… Evet, bi sevgilin vardı. Bitmiş sayılsa da bir zaman önce, sorumlu sayılırdın kısmen. Bense kötü bir kızdım artık, bir kızın mutsuzluğundan sorumlu. Çok suçladım kendimi çok fazla… Sana günlerce mesaj mail atmasına göz yumacak kadar. İş yerine gelip seni zor durumda bırakmasına fırsat verecek kadar. Hatta bana kalkıp “bi yüzyüze görüşeyim mi konu kapansın?” demende dönüp gitmeyecek kadar çok suçladım kendimi. Sonra affettim. Ben kötüydüm bunu biliyorum. Bi o kadar bencildim de… Hayatımda tek iyi giden şey sendin. Ve kimsenin, mutluluk içinde yüzerken, hırsı, egosu uğruna kendimi en dibe itmeyecektim! Şimdi alkışlar bana… İtiyorum!

Önce babam ameliyat oldu. Şükür ki iyi… Patronumdan izin istemenin işkenceye dönüştüğü günlerdi. Kar yağıyordu ve saatlerce süren en az 8 araçlık yolculuğumda perişan oluyordum. Maaşım dalga geçer gibiydi. Okulu bitirip bitirmediğim belli olacaktı. Oldu… Kaldım! Hala mezun değildim. Bahane edip işten ayrıldım. Düzenli bi işe giremeyecektim. Onca zaman kendi paramı kazanmaya alışmışken harçlık sistemine dönecektim. Kimseye hesap vermemek için kendimi eve hapsedecektim. Tahmin edin ne oldu? Çıldırdım! Daha bir ay önce “kendi evim” diyen kız harçlık alıyordu. Uçurumun derinliğini kestiremiyorum. Bildiğim bişey varsa hala düşüyorum.

Hala hayatımdaki tek iyi şey sensin. Bu yüzden seni sıkan her neyse onu lanetleme çabam. Bu yüzden şebekliğim sana karşı. Bu yüzden sana tutunmaya çalışmam. Tabi ki buna izin vermek zorunda değilsin. Hatta ileri gidersem çekip gidebilirsin. Hepsini biliyorum. Henüz gitme zamanının gelmediğini de biliyorum. Yalnız savaşıyorum. Durup dinlenemiyorum. Hesaplaşmalarımı bitiremiyorum. Bazen sadece sana sarılıp ağlamak istiyorum. Bana sarıldığın geceler gerçekten uyuyorum. Onun dışındaki her gece kabuslar, bölük pörçük rüyalar. Hayatını mahvetmekten korkuyorum. İnan senden çok şey istemiyorum. Aslına bakarsan ne istediğimi ben bile bilmiyorum… Dibe seni de çekmeyeceğim. Ama asla bırakıp gitmeyeceğim de. Bildiğim tek şey mutlu olduğum tüm anlarda senin katkının olduğu. Seni seviyorum.

Ç.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.